8 Mayıs 2018 Salı

24



Merhabalar arkadaşlar,

Bugun sizlere 2001-2010 yılları arasında polisiye dizi sevenlerin gönüllerinde taht kurmuş, iş ajanlığa gelince hemen hemen her Amerikalının aklına Jack Bauer isminin gelmesini sağlayan, konseptiyle izleyicisini kendisine bağlayan ve her bölümün sonunda bir sonraki bölüm yayınlanana kadar seyircinin heyecanını dorukta tutmayı başaran “24” adlı diziyi tanıtacağım.  

Peki yapımcılar bu diziyi nasıl bu kadar heyecanlı kılabildi ? Nedir bu 24 mevzusu ? Kim lan bu Jack Bauer.

“24” mevzusunu açmak gerekirse ; dizi gerçek zamanlı ilerliyor. Bu ne demek ? her bir sezon bir günü anlatıyor ve tabiki buna bağlı olarakta her bölüm günün bir saatinde gerçekleşiyor. Bu konsept gerçektende seyiriciyi bir sezonu bitirmeden rahat ettirmiyor ve sürekli heycanlı bir noktada tutuyor.  
Dizimiz, 1993’deki Dünya Ticaret Merkezi’nin bombalanmasından sonra kurulan İç Güvenlik Bakanlığı’na bağlı bir ishtihbarat birimi olan CTU nun bilgi sağlamasıyla Amerikan sınırları içerisinde gerçekleşmek üzere olan terörist aktiviteleri durdurmaya çalışan kahramanımız Jack’in günlerini anlatıyor diyebiliriz. Kiefer Sutherland tarafından canlandırılan Jack Bauer geçmişinde özel kuvvetlerde görev almış sonrasında kariyerine CTU’da (Anti-Terörist Birimi) saha ajanlığı yaparak devam eden, vatansever, sadık, aile babası bir Ajan. Haliyle bu özelliklere sahip olan bir insanın günleri kendi için çokta iyi geçmiyor.

Dizinin ilerleyişi tabiki bu kadar da basit değil. Senaristlerimiz bir günde gerçekleşebilecek ne kadar şey varsa kullanmaktan çekinmemişler. Dizideki entrikalar, komplo teorileri, ihanetler gibi olaylar ustalıkla işlenmiş yani kendi adıma konuşmam gerekirse yer yer “yok artık ...” cümlesini kullanmaktan çekinmediğimi rahatlıkla söyleyebilirim.

Diziyi herkese tavisiye ederim fakat diziye başlamadan önce kendinize şu soruyu sormayı ihmal etmeyin “başladığımda sezon bitene kadar diziye kilitlenirsem benim için sorun olur mu ? “ .


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder